Başkumandan, düşmandan kurtartığı İzmir’ de geçireceği ilk gecesinin tarif edilemez sevincini yaşıyordu......
.........
İzmir’ deki yeni evinde Mustafa Kemal Paşa ilk gecesini çalışarak geçirdi. Kendisi için zengin bir sofra hazırlandığı halde hiçbir yemeğe dokunmadan ufak tefekle karnını doyurdu ve geç vakitlere kadar çalıştı.
Ertesi sabah erkenden uyanmıştık. Hafif bir kahvaltıdan sonra vilayet konağına gittik ve doğruca Vali’ nin odasına girdik. Vali, İngiliz Konsolosu ile konuşuyordu…
Biz gelince Vali ayağa kalktı ve Konsolos ile Mustafa Kemal Paşa’ yi tanıştırdı.
Konsolos, iyi Türkçe biliyordu…
Paşa Vali’ ye sordu:
- Konu nedir?
Vali anlattı:
- Sayın Konsolos, İngiliz tebasından olan vatandaşlar ile Rum, Ermeni, Yahudi gibi azınlıkların güven altında bulunduklarını belirtir bir “güvence” istiyorlar. Ben kendilerine herkesin eşit biçimde güven altında olduklarını bildirdim.
Mustafa Kemal Paşa, Konsolos’ un Türkçe bildiğini biliyordu, öyle olduğu halde öfkesini belirtmek için sordu:
- Ee, peki daha ne istiyormuş?
Bu soruya Konsolos Türkçe cevap verdi.
- Tebamız hakkında hükümetinizden yazılı teminat istiyorum!
Konsolos garip bir biçimde diklenmişti. .. Paşa’ nin sesi havada kırbaç gibi şakladı:
- Yunanlılar zamanında kendi tebanızı daha emniyette mi görüyordunuz?
Konsolos gerisinde İngiliz devletinin bulunduğunu belli eden bir kasılma ile:
- Evet , dedi. Yunanlılar burada iken tebamızı emniyette görüyorduk.
- Öyleyse buyurun tebanızla birlikte Yunanistan’a gidin, efendim!
Konsolos kendisinden umulmayacak bir cesaret gösterdi:
- Yani majestelerimin hükümetine savaş mi açıyorsunuz?
Mustafa Kemal iyice öfkelenmişti fakat öfkesini tuttu ve Konsolos’ a:
- Siz kiminle ve ne konuştuğunuzu biliyor musunuz?.. Ben Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Türk Orduları Başkomutanıyım. Savaş açmaya, barış yapmaya hakkim var.Siz kimsiniz!.. Hükümetiniz adına savaş ve barış görüşmeleri yapmaya yetkili misiniz? Böyle bir yetkiniz varsa görüselim… Yoksa (eliyle kapıyı gösterdi) buyurunuz efendim!..
O kasım kasım kasılan Konsolos, Mustafa Kemal Paşa’ nin son cümlesi üzerine sapsarı kesildi ve tek bir kelime söylemeden kapıdan çıktı gitti. Mustafa Kemal Paşa arkasından bir sure baktıktan sonra Vali’ ye dondu:
- Yüz vermeyin Vali Bey! Bunlar karsılarında hala Babaili Hükümeti var sanıyorlar. Bir zırhlısı önünde pusacak, bir blöfü önünde yelkenleri suya indirecek “ devletçik” sanıyorlar bizi!.. Küstahlığın derecesine bakin, bana “Savaş mi acıyorsunuz?” diye soruyor, barut kokan bir odada sorduğuna bak!.. Savaş halinde değil miyiz sanki!..
http://ataturkkk.blogspot.com
Salih Bey'den Hatıralar - 1
Etiketler: Atatürk Hatıraları, Salih Bey'in Hatıraları | author: MephistoPosts Relacionados:
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder