Atatürk ve Samsun

|

19 mayıs 1919 - "İşte Benim Doğum Tarihim" K.Atatürk - Atatürk bu sözlerle anlatmıştır belki de Samsun ilinin kendisi için ne anlam taşıdığını. Herşey onunla başlar, Atatürkle.. Ve Samsunla..!


16 Mayıs 1919 Cumartesi günü, İstanbul'dan kalkan, Kaptan İsmail Hakkı (Durusu) idaresindeki Bandırma Vapuru, Dokuzuncu Ordu Kıt'aları Müfettişliğine atanan Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) ile mahiyetini Samsun'a götürüyordu. Atatürk, Samsun ve çevresinde asayişi düzenlemekle görevli idi. 18 Mayıs 1919'da Sinop'a geldiler. Atatürk, iskeleye çıkarak, karadan Samsun'a yol olup olmadığını sordu, olmadığını öğrenince de tekrar vapura binerek Samsun'a hareket etti. 19 Mayıs 1919 Salı günü sabahı saat 6 'da Samsun limanındaydı. Savaşlardan yenik çıkmış bölünmüş, umutsuz yorgun, çileli bir milleti, yeniden diriltmek, ayağa kaldırrnak üzere, Ataürk'ün Samsun'a ve Anadolu'ya ilk ayak basışı o gün, o saatti. Samsun'a Müfettişlik Karargâhının 18 subay ile birlikte çıkıyorlardı.
Bu subaylar, o günkü rütbeleri ile şunlardı :

* 1- Üçüncü Kolordu Komutanı Kur. Alb. Refet (Bele)
* 2- Müfettişlik Kur. Bşk. Alb. Kazım (Dirik)
* 3- Müfettişlik Sağlık D. Başkanı. Dr. Alb. İbrahim Tali (Öngören)
* 4- Kurmay Bşk. Yardımcısı Yarbay Arif (Ayıcı)
* 5- Müfettişlik Karargahı İstihbarat Müdürü Binbaşı Hüsrev (Gerede)
* 6- Topçu Binbaşı Kemal (Doğan)
* 7- Dr. Binbaşı Refik (Saydam)
* 8- Başyaver Yzb. Cevat Abbas (Gürer)
* 9- Yzb. Mümtaz (Tunay)
* 10- Yzb. İsmail Hakkı (Ede)
* 11- Yzb. Ali Şevket (Öndersav)
* 12- Yzb. Mustafa Vasfi (Süsoy)
* 13- Üsteğmen Hayati
* 14- Üsteğmen Arif Hikmet (Gerçekçi)
* 15- Üsteğmen Abdullah
* 16- Teğmen Muzaffer (Kılıç)
* 17- Şifre Katibi Faik (Aybars)
* 18- Şifre Katibi yardımcısı (Atasev)

Samsunlular Atatürk'ü çoşkun bir törenle karşıladılar. Atatürk, doğruca kendisi ve arkadaşları için hazırlanan Mıntıka Palas'a yerleşti. Burası iki katlı taş bir yapıydı. Atatürk'ün Samsun'a geleceği, İstanbul'dan telgrafla Mutasarrıfa duyurulunca bu bina hazırlanrnıştı. Atatürk o gün ve ertesi günler hep bu otelde kaldı, çalışmalarını burada sürdürdü. Samsun'a geldiğinin ilk günü emrindeki valilikler ve kolordu komutanlarından bölgenin asayiş durumunu sordu, ertesi günü Sadrazam Damad Ferid'e "İzmir`in işgalini milletin asla kabul etmeyeceğini..." telle bildirirken Erzururn'daki 15. Kolordu Komutanı Kazım (Karabekir) Paşa ile de bağlantı kurdu. Samsun'a gelişinin dördüncü ve beşinci günleri, İstanbul Hükümetinin ve hele itilaf Devletletlerinin kuşku duyacağı davranışları ile dikkatleri üzerinde toplamış bulunuyordu. 25 Mayıs 1919'da da "...bazı şikayetleri yerinde tetkik ve tedbir almak üzere Karargâhı Havza'ya nakledeği " gerekçesiyle Havza'ya geldi. Havza'da Belediye Dairesi olarak kullanılan Mes'udiye Oteli, Müfettişlik Karargâhına kiralanmış. Atatürk, Havza'da kaldığı 13 Haziran 1919 tarihine kadar arkadaşları ile birlikte burada çalışmıştı.
Havza'ya gelişinin ertesi günü, 26 Mayıs 1919'da, Havza Belediye Başkanı İbrahim ve Havza ileri gelenlerinin ziyaretlerini kabul eden Atatürk, onlara:
-Hiçbir zaman ümitsiz olmayacağız, çalışacağız, memleketi kurtaracağız, diyordu. Bundan sonra olaylar bilindiği gibi, hızla gelişti. Atatürk, işgal devletlerine ve İstanbul Hükümetinin olumsuz tutumlarına karşı ilk direniş hareketlerini Havza'da başlatmış, 13 Haziran 1919'da da Karargâhını Amasya'ya taşımıştı.

O gün akşam Samsun Belediyesi, Atatürk onuruna bir yemek verdi. Yemeğin sonuna doğru Belediye Başkanı İbrahim Veysi bir konuşma yapmıştı. Atatürk, teşekkür ederek bu konuşmayı cevaplandırdı. O sırada Belediye başkanı ayağa kalkarak, Atatürk'ün ardında duran bir koltuğu gösterdi:
- Bu koltuk Reisicumhur Hazretlerinin Samsun'a ilk geldikleri Belediye Dairesindeki oturdukları koltuktur. Teberrüken buraya getirilmiştir, dedi.
Atatürk çok duygulanmıştı. Anılarının tazelendiğinden bahsederek bir konuşma daha yaptı. Bu konuşmasında: (...Ben Samsun'u ve Samsun halkını gördüğüm zaman memlekete ve millete ait bütün tasavvurlarımın, kararlarımın herhalde yerine getirilebilir olduğuna bir defa kuvvetle inanmıştım. Samsunluların hal ve durumlarında gördüğüm gözlerinde okuduğum vatanseverlik, fedakârlık, ümit ve tasavvurlarımı müsbet bir inanca götürmeye, yeter olmuştu...) dedi.

Atatürk, Harf devriminin bütün yurtta büyük bir heyecanla yürütüldüğü günlerde, İzmir vapuruyla İstanbul'dan Karadeniz'e açıldı, 16 Eylül 1928 günü Samsun'a geldi Yanında Başbakan İsmet (İnönü), Kılıç Ali, Dr. Refik (Saydam),l Başyaver Rusuhi de vardır. Karşılama töreninden sonra, doğruca ilk geldiği zaman kaldığı Mıntıka Palas'a geldi. Bu ev şimdi ilk eşyasıyla dayanıp döşenmişti. Çalışma masası üzerinde duran bir kağıda yeni harflerle şu notları yazdı:
(Samsun, 16 Eylül 1928. Saat sekizi geçiyor. Yazı odasındayım. İsmet Paşa'yı bekerken bu satırları yazıyorum. Samsun'a üçüncü defadır geliyorum. İlk gelişirn malûmdur. Tarihini gözümün önünde, büro üzerinde duran uzun cıgara kutusunun kapağında okuyorum: 19 Mayıs 1335. Ondan sonra bir defa daha gelmiştim. Takriben dört sene evvel, bu gelişimin de tarihini yukarıda tespit ettim. İsmet Paşa geldi, yazıyı bırakıyorum. Gazi Mustafa Kemal)

O gün ve ertesi gün, bir başöğretmen olarak valilikte memurlar ve halka yeni harfleri öğretici çalışmalar yaptı, bir çoklarını imtihan etti. 18 Eylül sabahı Havzaya, oradan da Amasya'ya geçti.
Dördüncü ve Son
Atatürk, Samsun'a son ve dördüncü olarak 22 Kasım 1930 gece saat 21'de gelmişti. Bu defa Amasya yoluyla Havza'dan geliyordu. Geceyi o günlerde alt katı CHP binası olan kendi köşkünde geçirdi. Ertesi günü 23 Kasım 1930 Pazar, İçişleri Bakanı Şükrü (Kaya) ve Samsun Valisi Kazım Paşa ile birlikte Samsun'da bir gezinti yaptılar, sigara fabrikasını gezdiler. 24 Kasım günü Çarşamba ilçesine giden Atatürk, Türk ocağında gençlerle bir sohbet toplantısı yaptı. Ayrılırken Ocak defterine (Çarşamba Türk Ocağında tanıştığım kıymetli gençlik iftihara layıktır) cümlesini yazdı. Samsun'da iki gün daha kalan Atatürk, 26 Kasım 1930'da, Lisede derslere girdikten ve Türk Ocağında verilen konserde bulunduktan sonra, saat 16'da Ege vapuru ile Trabzon'a hareket etti.
Onun kaldığı köşkü (Mıntıka Palas), Samsunlular Atatürk Müzesi olarak düzenlediler ve ziyarete açtılar

ATATÜRK'ÜN SAMSUN'DA OKUDUĞU KİTAPLAR

Atatürk, Samsun'a dordüncü gelişinde Afet Hanım vasıtasıyla o zamanki Gazi Kütüphanesi'nden "Cihan Tarihi", "Büyük Adamlar Serisi" ve "Tarihte Güzel Kadınlar"' isimli üç kitabı okumak için istemiştir. Bunlardan Enis Behiç'in "Tarihte Güzel Kadınlar" adlı kitabında Madam Rolan'ın "Hürriyete" ait makalesinin 96, 97 ve 98.. sayfalarıda altlarını mor ve kırmrzı kalemle çizdiği satırlardan çok önemli gördüğümüz için burada bahsetmek ve aynı satırları yazmak ihtiyacını duyuyoruz.
96. sayfada "Hürriyet" bila kaydü şart serbest olmak değildir. Onun kayıtları, şartları vardır. Bila kayd ü şart serbest olmak, ormanlarda yaşayan hayvanlara mahsustur. İnsanlar ise içtimai muhitlerde birtakım adetlerde, teamüllerde ülfet etmiş, bir terbiye..."
97. sayfada "bazı kavimler nezdinde de epeyce zamanlar sakal salıvermek adeti (hürriyet) zannollunmuştur." satırlarının altını çizdikten sonra devamla "Hürriyet-i Siyasiye her istenilen şeyin yapılmasından ibaret değildir. Bir devlette, yani kavanine malik bir heyet-i içtimaiye de hürriyet arzu edilmesi lazım gelen şeyin yapılmasmda ve arzu edilmesinde icap eden şeyin yapılmasına cebr ve tazyik ibaret olabilir. İstiklal ve hürriyetin ne olduğunu fikre koymak lazımdır." satırlarını mor renkli kalernle çizmiştir.
98. sayfada ise "ilmi esaslara nazaran ferdin hududu hürriyeti, gayri hududa hürriyeti ile mahdut olduğundan başkasının hak hürriyetini tanımayan kendi hak ve hürriyetini tanıtamaz... (kırmızı kalemle) "Maksat ve gaye bir olduktan sonra ittihat edemezler miydi? Vatan için daha müfit çalışamazlar mıydı? Hayr... İhtiras denilen manevi düşman bunların yakalarından tutmuş, küçüklüğe sürüklemiştir." satırlarının altlarını çizerek, "kütüphane memurlarına;" mor boyalı kalem ile işaret ettiğim yerleri «halkımıza okut." emrini vermiştir.
Atatürk bütün bu seyahatlerinde Samsun'un Anadolu'ya açılan bir kapı olduğunu hissettirmiş, milletin derdini, ıstırap ve düşüncelerini yakından görmüş ve öğrenrniştir. Zaruri olan inkılaplari tesbit, teşebbüs ve uygulama yapmış, milletlere kendini tanıtmak ve itimadını kazanmak istemiş, Cumhuriyet ve yükselme fikrinin halk tarafından benimsendiğini görmüş ve halkla bütünleşmiştir.

Samsun'da eşi ile birlikte kaldığı Şahinzade Remzi Beyin evinde, aile albümüne bir hatıra olarak şu cümleleri yazdı (Sarnsun'da kaldığımız günler zarfında misafir oldğumuz Şahinzade Remzi Bey'in hanesinde sahib-i hane tarafıdan gördüğümüz miafirperverliği ve nezaketi suret-i mahsusada kaydederim. 23 Eylül 1340 (1924) Gazi M. Kemal)
24 Eylül günü sabahı Samsun'dan ayrılarak Havza'ya geldi. Belediyede yaptığı bir konuşmada: (Kahraman Havzalılar! Sizinle en elemli ve yaslı günlerimde tanıştım. Aranızda günlerce kaldım. Bana geçmişin değerli hatıralarını canlandıran şu daire içinde çalışmalarınız ve yardımlarınızdan çok faydalandım..) diyerek, Havzalıları övdü. Aynı gün, öğleden sonra Amasya'ya hareket etti.

Samsun ve Sarnsunluları seven Atatürk'e minnet borcunu ödemek isteyen Sarnsun halkı, onu bir anıtla ölümsüzleştirmiş, Atatürk'ü iyi tanıyan Avusturyalı heykeltıraş Krippel'e 19 Mayıs'ın ruhuna uygun bir anıt yapılması görevi (1928) verilir. Krippel bu anıta heybeti, gururu, ileri düşünceyi, azmi, korkusuzluğu, Türk'ün ve Türklüğün gücünü, rnilli birlik ve beraberlik ruhunu vermeye çalışmıştır. 1931'de dikilen bu anıt Atatürk'ü anlatmış, kuvvetin, azmin, cesaretin ve üstünlüğün simgesi olmuştur. Samsunlular Ata'yı bağımsızlıklaryla özdeşleştirmiş ve Atatürk'ü sonsuza kadar yaşatmayı kendisine şiar edinmiştir.

http://ataturkkk.blogspot.com




0 yorum:

Yorum Gönder

 

©2009 Mustafa Kemal Atatürk - Atatürk'ün Hayatı | Atatürk Fotoğrafları | Template Blue by TNB